DEVLET SAĞLIKLI KENTLEŞMEYİ GERÇEKLEŞTİRMEKLE
GÖREVLİ
Makalenin özetinde, “1982 Anayasası’nın 57’nci maddesine
göre devlet; şehirlerin özelliklerini ve çevre şartlarını gözeten bir planlama
çerçevesinde konut ihtiyacını karşılayacak tedbirleri alır, ayrıca toplu konut
teşebbüslerini destekler. Keza 56’ncı maddesi; herkesin sağlıklı, dengeli ve
güvenli bir çevrede yaşama hakkına sahip bulunduğunu hükme bağlamakta ve
devlete bu hususta görevler yüklemektedir. Yine 23’üncü maddesine göre devlet,
sağlıklı ve düzenli kentleşmeyi gerçekleştirmek ile görevlidir. Bu maddeler bir
bütün olarak düşünüldüğünde devletin; sağlıklı, düzenli ve dengeli bir yaşam
ile çevreyi tesis etmek için ödevler yüklendiği görülmektedir” ifadeleri kullanılıyor.
BİREYLERİN TEKER TEKER SORUMLUĞU VAR
İnsanların afetlere karşı can güvenliğinin sağlanması ve
yaşanabilir kentlerin oluşturulmasının önemini 6 Şubat 2023’te yaşanan deprem
afetinde yaşanan kayıpların tekrar gösterdiği hatırlatılan makalede, “Afetler,
aslolanın can güvenliği olduğunu ortaya koyarken şehirlerin güzelleştirilerek
daha yaşanılabilir kılınması gerektiğini de hatırlatmaktadır. Bu kapsamda her
ne kadar asli sorumluluğun devlet tüzel kişiliğinde olması gerektiği düşünülse
bile bireylerin teker teker sorumluluk yüklenmesi gerektiği aşikârdır. 6306
sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkındaki Kanun ile 6306
sayılı Kanun’un Uygulama Yönetmeliği bu amaçla çıkartılmıştır” deniliyor.
YARA ALMADAN DÖNÜŞÜM
Makalede şu ifadeler yer veriliyor: “Bina bazlı dönüşüme
olanak tanıyan bu normlar, bireylerin tek tek can güvenliğini düşünerek esas
aktörün devlet değil vatandaşlar olduğunu açıklamaktadır. Ülkemizde afet
riskinin yüksek olması ve afet öncesi tedbirlere ilişkin mevzuatın yetersiz
olması sebebiyle 6306 sayılı Kanun çıkartılmıştır. Bu Kanun, afet öncesini
dizayn etmesi bakımından önemlidir. Riskli yapı kavramı tanımlanmış, yara
almadan evvel dönüşümün sağlanması amaçlanmıştır. Zira can güvenliğini sağlamak
için hayata mâl olabilecek yapıların tespiti, tahliyesi ve yıkımına ihtiyaç
vardır. Böylelikle insanların can güvenliğinin sağlanmasının yanında şehirler
estetik ve sosyokültürel bakımdan güzelleştirilecektir.”