Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından "Ailenin Korunması ve Güçlendirilmesi Vizyon Belgesi" kapsamında ilan edilen "2025 Aile Yılı" çerçevesinde Tekirdağ Valiliği koordinesinde Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğünce " Ailenin Korunması ve Güçlendirilmesi İl Eylem Planı Çalıştayı" düzenlendi.
Düzenlenen çalıştayda, ailenin korunması ve güçlendirilmesi amacına yönelik yerel ihtiyaçların tespiti, ilgili paydaşlarla iş birliğinin artırılması ve il genelinde uygulanacak stratejiler ele alındı. Vali Recep Soytürk başkanlığında Yahya Kemal Beyatlı Kültür Merkezi’nde düzenlenen çalıştaya Süleymanpaşa Kaymakamı Mustafa Güler, İl Emniyet Müdürü Ahmet Metin Turanlı, İl Jandarma Komutanı J. Alb. Ahmet Çetin, Sahil Güvenlik Karakol Komutanı S. G. Yzb. Can Çakıcı, Saray Belediye Başkanı Abdul Taşyasan, Aile ve Sosyal Hizmetler Müdürü Hüseyin Özdemir, Sanayi ve Teknoloji Müdürü Fahrettin Akçal, İl Nüfus Müdürü Aydoğan Tulgar, İl Müftüsü Mustafa Soykök, Aile ve Sosyal Hizmetler Müdürlüğü personeli, akademisyenler ve STK temsilcileri katıldı.
"EN KIYMETLİ HAZİNE"
Çalıştayda konuşan Vali Soytürk, “Aile, toplumumuzun temel taşıdır ve sağlıklı bir toplum için ailelerin güçlü olması büyük önem taşımaktadır. İnsanı doğumundan ölümüne kadar her alanda kuşatan aile, bireyin hayatında en temel dayanak noktasını teşkil eder. Aile kurumu, bireyin ilk sosyal çevresini oluşturarak ona destek olur, güven ortamı sunar ve kimlik gelişiminde oldukça önemli bir rol oynar. Sevginin paylaşılarak çoğaldığı, zorluklara beraber göğüs gerildiği aile, insanı insan yapan en önemli sosyal çevredir. Medeniyetimizin temel kurumu olan aile, milli kültürümüzü, kimliğimizi ve değerlerimizi geçmişten geleceğe aktaran bir köprü olarak geleceğimizin en kıymetli hazinesidir. İlk eğitim kurumu olan aile çağın tehdit ve riskleri karşısında da çocuklarımız ve gençlerimiz için koruyucu bir işlev sunmaktadır" diye konuştu.
"PEK ÇOK FAKTÖR AİLE YAPISINI ETKİLİYOR"
Son dönemlerde aile kurumunun, küresel değişim ve dönüşümlerle birlikte toplumsal sorunların farklılaşmasıyla ciddi tehdit ve risklerle karşı karşıya kaldığına dikkat çeken Vali Soytürk, "Aile içerisindeki bağların zayıflaması, çocuk ve gençler başta olmak üzere tüm aile bireylerini tehdit eden zararlı akımların, insan fıtratına aykırı ideolojilerin artış göstermesi, insanları yalnızlaştıran bireyselleşmenin teşvik edilmesi gibi pek çok önemli faktör ailenin yapısını etkilemektedir. Dünyadaki bu değişim aile kurumunun zayıflamasına, evliliklerin azalmasına, ülke nüfuslarının yaşlanmasına ve daha pek çok soruna sebep olmaktadır. Bu durumdan ülkemizde etkilenmiştir. Ailenin zayıflaması, ülkemiz nüfusunda da yaşlı oranının artmasına sebep oldu. Yaşlı nüfus olarak kabul edilen 65 ve daha yukarı yaştaki nüfus, 2019 yılında 7 milyon 550 bin 727 kişi iken son beş yılda yüzde 20,7 artarak 2024 yılında 9 milyon 112 bin 298 kişi oldu. Yaşlı nüfusun toplam nüfus içindeki oranı ise 2019 yılında yüzde 9,1 iken, 2024 yılında yüzde 10,6'ya yükseldi. Bu oranının 2030'da yüzde 13'ü, 2040'da yüzde 16'yı aşacağı öngörülüyor" ifadelerini kullandı.
"EVLİLİKLER AZALIYOR"
Vali Soytürk, "Tekirdağ ilinde ise yaşlı nüfus 2024 yılında 121 bin 036 kişi olarak belirlenirken, bu grubun toplam nüfus içindeki oranı yüzde 10,2 oldu. Yani Türkiye ortalamasına yakın bir konumdayız. Küresel ölçekteki eğilime paralel olarak ülkemizde de evlilikler azalmaktadır. Ülkemizde ortalama ilk evlenme yaşı yükselmekte ve boşanma sayıları artmaktadır. Tekirdağ'da ise 2024 yılında 7 bin 697 evlilik ve 3 bin 164 boşanma gerçekleşmiştir. Evlilik sayısında azalma görülürken, boşanma sayısında artış kaydedilmiştir. 2024 yılı sonu itibarıyla Türkiye’nin toplam nüfusu 85 milyon 664 bin 944 olarak belirlenirken, bunun 21 milyon 817 bin 61’ini çocuklar oluşturmaktadır. Böylece çocuk nüfusun toplam içindeki oranı yüzde 25,5 olmuştur. 2024 yılı sonu itibarıyla Tekirdağ’ın toplam nüfusu içinde çocuk sayısı 287 bin 502 oldu. Bu rakam, il nüfusunun yüzde 24,2’sine denk gelmektedir. Çocuk nüfus oranlarına göre Tekirdağ, Türkiye genelinde en yüksek çocuk nüfusuna sahip 34. il konumunda bulunmaktadır. Ülkemizde doğurganlık hızı da 2018'den beri nüfusun kendini yenileme eşiği olan 2,1 seviyesinin altında gerilemeye devam etmektedir. Genç nüfusun azalması sağlıktan ekonomiye, sosyal politikalardan çevre politikalarına kadar pek çok alanda değişimi ve riskleri beraberinde getirmekte. Bu nedenle küresel ölçekte yaşanan demografik değişim ve dönüşüme karşı bugün aileyi güçlendirmek zorundayız" şeklinde konuştu.