AYM 7 YIL SONRA KARAR VERDİ
Anayasa
Mahkemesi, Hukukçu Prof. Dr. Yaman Akdeniz’in, Bilgi Teknolojileri Kurumu’ndan bilgi
edinme hakkı başvurusundan yaklaşık 14 sene, AYM’ye yaptığı başvurusundan 7
sene sonra oy birliği ile emsal bir karara imza attı.
BTK BİLGİ VERMEDİ, MAHKEMELER DE REDDETTİ, AYM ‘HAK İHLALİ’ DEDİ
AYM’nin
kararı özetle şöyle:
“Hukuk
fakültesi öğretim üyesi olan başvurucu Prof. Dr. Yaman Akdeniz,
cyber-rights.org isimli kâr amacı gütmeyen sivil toplum örgütü ile
bilgiedinmehakki.org isimli internet sitesinin kurucusudur. Başvurucu, Bilgi
Edinme Hakkı Kanunu hükümleri kapsamında Bilgi Teknolojileri ve İletişim
Kurumuna (BTK) internet sitelerine erişimin engellenmesi kararlarına ilişkin
istatistiklerle ilgili bilgi edinme talebi içeren bir başvuru yapmıştır. Bu
başvuruda ilk olarak 5651 sayılı Kanun’un 8. maddesinde yer alan katalog suçlar
için re’sen ve yargı kategorileri ayrı ayrı olmak kaydıyla erişim engelleme
istatistikleri ile ilgili detaylı bilgileri, ikinci olarak katalog suçlar
kapsamı dışında verilen erişim engelleme kararlarının sayısını talep etmiştir.
Başvurucu, BTK'nın ret cevabına karşı Bilgi Edinme Değerlendirme Kuruluna
(Kurul) itiraz etmiştir. Kurul bu itirazı haklı görmeyerek reddetmiştir.
Bunun
üzerine başvurucu, BTK'ya yaptığı bilgi edinme başvurusunun reddine ilişkin
işlemin iptali istemiyle dava açmıştır. BTK ise usul yönünden davanın
Danıştayda açılması gerektiğinden görev yönünden reddedilmesi gerektiğini, esas
yönünden ise davacının talebinin kabul edilmesinin mevzuat uyarınca mümkün
olmadığını ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir. Yargılamayı yürüten
idare mahkemesi davayı reddetmiş, temyiz incelemesini yapan Danıştay bu kararı
onamıştır.
MAHKEMENİN DEĞERLENDİRMESİ
Başvurucunun
internet hukuku ve insan hakları alanında çalışan bir akademisyen olduğu
dikkate alındığında faaliyetlerinin basın özgürlüğünün sağladığı korumaya
benzer bir koruma gerektirdiği, başvurucu için uyuşmazlık konusu bilgi
talebinin düşüncenin açıklanması amacının bir ön koşulu olduğu ve düşüncenin
oluşumu sürecinde faydalanılmak üzere ulaşılması gerekli bir bilgi olduğu
kanaatine varılmıştır.
Somut
olayda başvurucunun birinci ve ikinci talebi ile ilgili olarak; başvurucunun
talep ettiği bilgiyi kamuya açık kaynaklardan kendisinin filtreleyip,
derleyebileceği hâlde idareden talep ederek önemli ölçüde iş yüküne yol açtığı
bir durum olmadığı gibi hâlihazırda idare tarafından seçilen parametrelere göre
yayımlanan bilginin yeterli görülmeyip daha ayrıntılı parametrelere dayanan
bilgi talep edilmesiyle önemli ölçüde iş yüküne yol açılan bir durum veya
idarenin bile elinde olmayan bir bilginin istenmesi de söz konusu değildir.
Erişimin engellenmesi istatistiklerine ilişkin ve açıkça kamu yararına olan bir
konuda tartışmaya katkıda bulunmak amacıyla yapılan bilgi talebinin internette
ifade özgürlüğü üzerine çalışan bir akademisyen ve internet üzerinden sansürle
mücadele eden sivil toplum örgütlerinde aktif rol üstlenen başvurucunun çevrim
içi alanda ifade özgürlüğü ihlallerine yönelik yürüttüğü çalışmaları için
gerekli olduğu değerlendirilmiştir.
Anayasa
Mahkemesi açıklanan gerekçelerle ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine karar
vermiştir.”