“Türkiye hikayeyi değiştiriyor”

Gençlerle sahurda bir araya gelen İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Türkiye hikayeyi değiştiriyor. Bu seçim bu hikayenin tamamen değişeceği seçimdir” dedi.

Fatih'te Topkapı Sosyal Tesisleri'nde gençlerle sahur yapan Bakan Soylu, Batı'nın tüm dünyanın üzerine yağmur gibi, kar gibi kültür ve alışkanlıklar empoze etmeye çalıştığını, bunu kendi adına bir ekonomi haline getirip hem para kazandığını hem de bir misyon olarak dünyada tek tip insan oluşturmaya çalıştığını söyledi.

Bu misyonun dünyayı ele geçirmeye çalışan, vahşi kapitalizmi de kullanan bir yapı tarafından sürekli oluşturulduğunu dile getiren Soylu, buna direnenler olduğunu, Türkiye'nin de 21. yüzyılın başından itibaren buna direndiğini kaydetti.


KÜRESEL TERÖRİZMLE KARŞI KARŞIYAYIZ

Soylu, "Hala dünyanın üzerimize sağanak olarak yağdırdığı tehlikenin daha büyük olduğunu düşünüyorum. Ben terörizmden korkmuyorum. Onların etki alanlar belli ve onlarla mücadele belli. Ama dünyanın en büyük tehlikelerinden biri kültürel terörizmdir ve biz bir kültürel terörizmle karşı karşıyayız. Aile yapısını, ahlakı, büyüğü, küçüğü, her ülkenin içerisinde bulunduğu medeniyeti, onun tarihini, dinimizi, inanç değerlerimizi, geleneğimizi, göreneğimizi, annelerimizin ve babalarımızın bize öğrettiklerini tahrip etmeye yönelik bir kültürel terörizmle karşı karşıyayız." dedi.


AVRUPA’YI KAFANIZDA BÜYÜTMEYİN

Avrupa ve Amerika'da yaşanan demokrasi sorunlarına değinen Soylu, "Biz Avrupa'nın, Amerika'nın boyasının döküldüğünü gördük." ifadesini kullandı.

"Avrupa diye bir şey yoktur. Kafanızda büyütmeyin. Amerika vardır. Avrupa, Amerika'nın konvoyundaki katardır. Hiçbir özelliği söz konusu değildir" diyen Soylu, Avrupalı liderlerin sürekli itibarsızlaştığını, nüfusun yaşlandığını, ekonomik üretiminde zorlandığını ve zorlanmaya devam edeceklerini öne sürdü.

Soylu, Amerika'nın sürekli itibar kaybetmeye devam ettiğini ve bütün dünyanın Amerika'dan nefret ettiğini, Avrupa'nın da Amerika'nın Afrika'daki maşası olduğunu, Afrika'daki bütün devletlerin kendilerini sömüren devletlerden nefret ettiklerini ve yerel dillerine döndüklerini kaydetti.