İttihat ve Terakki’nin dış politika anlayışını yazdı

İçişleri Bakanlığı Hukuk Hizmetleri Daire Başkanı Hakan Burak Uz, Tarih Tetkikleri Dergisi’ne “İttihat ve Terakki Hükümetlerinin Dış Politika Anlayışı” hakkında bir makale kaleme aldı.


DERGİNİN İLK SAYISINA KATKI YAPTI

Hukuk Hizmetleri Genel Müdürlüğü Daire Başkanı Ahmet Burak Uz, Prof. Dr. Gülsüm Polat editörlüğünde yayımlanan Tarih Tetkikleri Dergisinin ilk sayısına “İttihat ve Terakki Hükümetlerinin Dış Politika Anlayışı” hakkında bir makale ile katkı yaptı.

Daire Başkanı Uz, “Hakikati arayan araştırmacıların gayretlerine eşlik etmesi ve İttihat ve Terakki literatürüne katkı sağlaması dileğiyle… Bu vesileyle editörlüğü özveriyle yürüten Gülsüm Hocamı tebrik eder derginin uzun süre alana katkı sağlayacak çalışmalara zemin teşkil etmesini dilerim” ifadesini kullandı.


MAKALENİN ÖZET KISMI ŞÖYLE:

Kanun-ı Esasi’nin yeniden yürürlüğe konulmasıyla birlikte başlayan ikinci meşrutî yönetim döneminde, başlangıçta dışarıdan yönlendirme şeklinde ortaya çıkan bir “denetleme”rolünü tercih eden İttihat ve Terakki Cemiyeti, Sait Halim Paşa ve Talat Paşa Sadaretleri dönemlerinde ise yönetimi doğrudan üstlenmiş, bu sebeple bu dönem“İttihatçı” hükümetler dönemi olarak anılmıştır. Cemiyetin kurucu felsefesini yansıtan; ekonomik ve siyasi bağımsızlığı hedefleyen, modern, seküler ve millî siyaset anlayışı, mezkûr dönemde takip edilen hariciye siyasetine zemin oluşturmuştur. İttihat Terakki Hükümetlerinin görevde bulunduğu zaman zarfında, uluslararası siyasete hâkim olan emperyalist anlayış ve bu anlayışın neticesi olarak yaşanan Umumi Harp süreci, harp öncesi dönem de dahil olmak üzere, devletler arasındaki ikili ve ittifaklar şeklinde tezahür eden çoklu diplomatik ilişkilerin seyrini belirlemiştir. Büyük Güçlerin, çeşitli vasıtalarla Osmanlı Devleti’nin iç işleyişine müdahalesinden rahatsız olan ve bunu mümkün olan en düşük seviyede tutmak isteyen Cemiyet, bilhassa denetleme iktidarları döneminde, kuruluş dönemi felsefesinden uzaklaşarak Büyük Güçler nezdinde bir ayrıma gitmeden destek arayışı içerisinde olmuş; doğrudan iktidarı döneminde ise kararlı ve askeri eylemciliği içerisinde barındıran bir dış siyaset yaklaşımını tercih etmiştir. II. Abdülhamit döneminde tercih edilen durağan denge politikasına karşılık gelen diplomasi anlayışından farklı olarak aktif ve kararlı bir diplomatik arayışın temsilcileri haline gelen İttihatçıların bu yaklaşımlarına, 93 Harbi ile başlayıp Trablusgarp ve Balkan Savaşları ile devam eden bir süreç sonrasında, ülke sınırlarının Anadolu coğrafyasına sıkışmasından kaynaklanan mecburiyetlerin yön verdiği hususu göz ardı edilmemelidir. Küresel sömürgecilik süreci sonrasında mali bakımdan oldukça gerisinde kaldıkları Büyük Güçlerin, kendi ülkelerinin menfaatleri doğrultusunda şekillendirdikleri aşikâr dış siyasetleri ve gizli gündemleri gereğince, ekonomik ve belki siyasi anlamda bağımsız bir Türk devletinin varlığına müsaade etmeyeceklerinin bilincinde olduğu anlaşılan Cemiyet, fikrî temayülünün iz düşümlerinin her hamlesinde görülebileceği diplomatik satranç titizliğinde ve kararlılığında bir dış politika yürütmüştür. Çalışmanın kaynaklarını başta telif-tetkik eserler olmak üzere İngiliz arşiv kayıtları oluşturmaktadır.

--------

https://tarihtetkikleri.com/index.php/pub/article/view/6