Teknolojik gelişmelerle birlikte hayatımıza birçok yeni kavram girmeye başladı. Onlardan biri de siber güvenlik... Sosyal Medya ve Dijital Güvenlik Eğitim Araştırma Merkezi (SODİMER) Başkanı Prof. Dr. Levent Eraslan, Siber Güvenlik hakkında MİA Haber'in sorularını cevapladı. Siber güvenliğin, bireylerin, kurumların ve devletlerin dijital varlıklarını, sistemlerini ve verilerini siber tehditlerden koruma süreci olduğunu belirten Eraslan, bu tehditlerin ise bilgisayar korsanlığı, kötü amaçlı yazılımlar, kimlik avı saldırıları, veri sızıntıları ve kritik altyapılara yönelik siber sabotajlar olduğuna dikkat çekti. Siber güvenliğin,  yalnızca teknik önlemlerle sınırlı kalmayacağına dikkat çeken Eraslan, aynı zamanda bilinçlendirme, politika geliştirme ve yasal düzenlemeleri de içerdiğini belirtti.

"KRİTİK BİR ADIM"

Geçtiğimiz ay kurulan Siber Güvenlik Başkanlığı hakkında da bilgi veren Eraslan, "Cumhurbaşkanlığı Kararnamesiyle kurulan Siber Güvenlik Başkanlığı, Türkiye’nin dijital dünyadaki güvenliğini sağlamak için kritik bir adım olarak değerlendirilmektedir. Başkanlığın önemi şu temel noktalardan kaynaklanmaktadır:

• Ulusal Siber Savunma: Devlet kurumları, stratejik altyapılar (enerji, finans, ulaşım vb.) ve kritik veri merkezleri için daha güçlü siber koruma sağlanması.

• Tehdit Algılama ve Müdahale: Olası siber saldırıları erken aşamada tespit etmek, önlem almak ve saldırı sonrası hızlı müdahale mekanizmalarını işletmek.

• Koordinasyon Mekanizması: Kamu kurumları, özel sektör, akademik dünya ve sivil toplum kuruluşları arasında işbirliğini artırarak siber güvenlik ekosistemini güçlendirmek.

• Yerli ve Milli Çözümler: Türkiye’nin siber güvenlik alanında dışa bağımlılığını azaltarak yerli yazılım ve donanım çözümlerini teşvik etmek.

• Siber Farkındalık ve Eğitim: Bireylerin ve kurumların siber güvenlik konusunda bilinçlendirilmesi, uzman yetiştirilmesi ve toplumsal direnç oluşturulması."

Siber Güvenlik Başkanlığı’nda, alanında uzman farklı disiplinlerden profesyonellerin görev alacağını belirten Eraslan, "

• Siber güvenlik uzmanları: Ağ güvenliği, şifreleme, veri güvenliği gibi alanlarda uzmanlaşmış kişiler.

• Etik hackerlar: Sistemlerdeki güvenlik açıklarını tespit edip kapatmaya yönelik çalışmalar yapan yetenekli beyaz şapkalı hackerlar.

• Kriptografi uzmanları: Verilerin güvenliğini sağlamak için şifreleme yöntemleri geliştiren uzmanlar.

• Adli bilişim uzmanları: Siber suçları analiz eden, dijital delil toplayan ve soruşturmaları destekleyen kişiler.

• Yazılım mühendisleri: Yerli siber güvenlik çözümlerinin geliştirilmesinde aktif rol alan profesyoneller.

• Hukukçular ve politika yapıcılar: Siber güvenlik yasaları, düzenlemeleri ve uluslararası ilişkiler alanında çalışan uzmanlar."

"KRİZ YÖNETİM PLANLARI HAZIRLAMAK GEREKİYOR"

Siber Güvenlik Başkanlığı'nın kurulmasıyla mülki idare amirlerini ilgilendiren konuları da açıklayan Eraslan, Cumhurbaşkanlığı’na bağlı olarak kurulan Siber Güvenlik Başkanlığı’nın çalışmalarının, yerel yönetimlerle de doğrudan bağlantılı olacağını vurguladı. Mülki idare amirleri için bu yeni yapının bazı sorumlulukları beraberinde getirdiğini belirten Eraslan, açıklamalarına şöyle devam etti.

"Yerel düzeyde siber güvenlik farkındalığını artırmak: Kamu kurumları, belediyeler, eğitim kurumları ve özel sektörle işbirliği yaparak siber güvenlik bilincini geliştirmek.

Kritik altyapıların korunmasını sağlamak: Elektrik, su, ulaşım gibi hayati sistemlerin siber tehditlere karşı güvenliğini denetlemek.

Siber güvenlik olaylarına hızlı müdahale mekanizmaları oluşturmak: Olası siber saldırılara karşı yerel kriz yönetim planlarını hazırlamak.

Kamu çalışanlarına siber güvenlik eğitimi verilmesini teşvik etmek: Devlet memurlarının güçlü şifre kullanımı, oltalama saldırılarına karşı bilinçlenme gibi konularda eğitim almasını sağlamak."

"ÇALIŞTAY VE EĞİTİMLER DÜZENLEYEBİLİRLER"

Mülki idare amirlerinin, siber güvenlik alanında proaktif önlemler alarak bulundukları şehir ve ilçelerde dijital güvenliği artırabileceğini belirten Eraslan, "Siber Güvenlik Çalıştayları ve Eğitim Programları Düzenlemek: Okullar, kamu kurumları ve STK’larla işbirliği yaparak farkındalık artırıcı eğitimler verilmesi. Kritik Kamu Kurumlarını Denetlemek: Belediyeler, hastaneler, nüfus müdürlükleri gibi birimlerin dijital sistemlerinin güvenlik açıklarını belirlemek ve siber güvenlik protokollerinin uygulanmasını sağlamak. Yerel Siber Güvenlik Timleri Kurmak: Özellikle büyük şehirlerde yerel siber olaylara hızlı müdahale edebilecek ekiplerin oluşturulması. Özel Sektör ve Üniversitelerle İşbirliği Geliştirmek: Yereldeki üniversiteler ve teknoloji firmalarıyla ortak projeler geliştirilerek, siber tehditlere karşı daha güçlü bir savunma mekanizması oluşturulması. Siber Suçlarla Mücadeleyi Güçlendirmek: Emniyet teşkilatıyla koordineli çalışarak yerel düzeyde siber suçların tespit edilmesi ve önlenmesi için gerekli adımları atmak gibi çalışmalar yapabilirler" diye konuştu.

"ULUSAL GÜVENLİK MESELESİ OLDU"

Siber güvenliğin  günümüzde sadece teknik bir konu olmaktan çıkıp, ulusal güvenlik meselesi haline geldiğini ifade eden Prof. Dr. Levent Eraslan, "Türkiye’nin Siber Güvenlik Başkanlığı ile attığı bu adım, ulusal dijital güvenliği artırma yolunda önemli bir adımdır. Ancak siber güvenlik, sadece merkezi otoritenin değil, yerel yönetimlerin ve bireylerin de sorumluluğundadır. Mülki idare amirleri, şehir ve ilçelerinde siber tehditlere karşı daha dirençli bir yapı oluşturmak için kritik bir rol üstlenecektir" dedi.

Haber: Zeynep Irmak ÖCAL