Sağlık Sen'den Sağlık Okuryazarlığı Sempozyumu;

Sağlık Sen'den Sağlık Okuryazarlığı Sempozyumu

Sağlık-Sen ve Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi işbirliğiyle "Sağlıklı Türkiye Yüzyılında Sağlık Okuryazarlığı Sempozyumu" düzenlendi. Sempozyumda, Türkiye'nin sağlık okuryazarlığı düzeyinin yüzde 46 olduğu ve bu verinin istenen düzeyde olmadığına vurgu yapıldı....

Sağlık-Sen ve Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi işbirliğiyle düzenlenen "Sağlıklı Türkiye Yüzyılında Sağlık Okuryazarlığı Sempozyumu" Memur-Sen Genel Merkezi Toplantı Salonu’nda yoğun bir katılımla gerçekleştirildi.

Etkinlik, sağlık okuryazarlığının önemi ve bu alanda Türkiye'deki güncel gelişmeler üzerine önemli açıklamalara ev sahipliği yaptı.

YAZICI: ÖNLEMLER ALMAMIZ GEREKİYOR

Programın açılış konuşmalarından ilkini yapan Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi SBF Hemşirelik Bölüm Başkanı Doç. Dr. Gülay Yazıcı, Türkiye'deki sağlık okuryazarlığı kavramının ve kilit noktaların önemine değindi. Doç. Dr. Yazıcı, "Hepimiz sağlıklı bir yaşam sürmek isteriz. Bu hedefe ulaşmak sadece sağlık hizmetlerine erişimle sınırlı olmamalıdır. Bireylerin kendi sağlıklarını anlama, değerlendirme, yönetme ve iyileştirme becerisine sahip olmaları da hayati bir önem taşımaktadır. Bu noktada sağlık okuryazarlığı kavramıyla yüzleşmekteyiz. Sağlık okuryazarlığı, bireylerin sağlık ile ilgili bilgilere ulaşması, bu bilgilere ulaşması ve bu bilgileri sağlıkla ilgili kararlarında kullanabilmesi için gerekli olan zihinsel ve sosyal becerileri olarak tanımlanmaktadır. Sağlık okuryazarlığı düşük olan toplumlarda hastalık olur. İyileşme ve koruma zayıf kalır ve yığılmalar artar. En zayıf halkamızı belirleyerek önlemeler almamız gerekir. En zayıf halkanın kim olduğunun belli olmadığı bu durumda bütün paydaşları içine alacak kilit noktaları belirledik" şeklinde konuştu.

DOĞAN: SAHADA ÇALIŞAN ARKADAŞLARIMIZIN EN ÇOK SIKINTI ÇEKTİĞİ ALANLARDAN BİRİ

Sağlık-Sen Genel Başkanı Mahmut Faruk Doğan, konuşmasında Sağlık-Sen yönetimine geldikleri dönemden itibaren sosyal sendikacılık, akademik sendikacılık ve teşkilatçılık olmak üzere üç farklı aşamada sendikacılık yaptıklarının altını çizdi. Doğan, "Sağlık okuryazarlığı bizim için çok önemli. Sahada çalışan arkadaşlarımızın en çok sıkıntı çektiği alandan biri. Acile giden herkes kendini acil zannediyor. Dişi ağrıyan da, dizi ağrıyan da, kalp krizi geçiren de trafik kazası geçiren de kendini acillik zannediyor. Vatandaşımız en iyi hizmeti almaya layık. Sayın cumhurbaşkanımızın liderliğinde sağlık sistemimiz şu an zirvede. Ambulans her vatandaşımıza koşturuyor. Biz o noktada sendika olarak diyoruz ki her vakaya ambulans gitmemeli. Dizi ağrıyana da dişi arayana da ambulans gitmemesi gerekiyor. Burada bir vaka elemesi yapılması gerekiyor. Kalp krizi geçiren vatandaşın mağdur olmaması için önceliği olmaması gerekiyor" dedi.

"HERKES 'ÖNCE BEN MUAYENE OLAYIM' ANLAYIŞIYLA HAREKET ETTİĞİNDE ŞİDDET OLAYLARI MEYDANA GELİYOR"

Doğan, sağlıkta şiddet vakalarıyla sağlık okuryazarlığı arasındaki bağlantıya da değindi. "Sağlıkta şiddet olaylarına baktığımızda genelde acil servislerde 'herkes önce ben muayene olayım' anlayışıyla hareket ettiğinde sağlıkta şiddet olayları meydana geliyor. Eğer vatandaşımıza sağlık okuryazarlığı konusunda gerekli bilgilendirme yapıldığında kendisinin mi öncelikli olduğu yoksa kalp krizi geçiren bir vakanın mı önemli olduğu ayrımını yapar hale geldiğinde bunun önüne geçilmesi anlamında sağlık okuryazarlığı çok önemli. Sağlık Bakanlığımız da bu konuda bir gündem belirtti. Biz de bu gündemine destek vermek amacıyla çalışmalar yapıyoruz. Hemşirelik, ebelik, yanık hizmetleri gibi konuları akademik sendikacılık başlığı altında anlatacağız. Türk milletinin bir algısı var; 'Allah düşürmesin Allah da eksik etmesin.' Biz diyoruz ki fizyoterapistlerimiz, hemşirelerimizi, ebelerimizi, hekimlerimizi her zaman hatırlamamız gerekiyor; işimiz düştüğünde değil. Bu meslek grupları o bölgelere koşarak gidiyor. Depremde yaşadık gördük bunları. Hemşirelerimizin, ebelerimizin, hekimlerimizin unutulmaması adına elimizden geleni biz sendika olarak yapacağız" dedi.

ATAK: BİLGİYE ERİŞİM ARTIK ÇOK KOLAY

Sağlık Bakanlığı Sağlığın Geliştirilmesi Genel Müdürü Muhammed Atak, Türkiye'nin sağlık okuryazarlığı anlamındaki durumuna ilişkin bilgilendirmeler yaptı. Atak, sağlık bilgisine erişimin artık çok kolay olduğuna değinerek şu verileri paylaştı:

"İçinde yaşamış olduğumuz çağda sağlık bilgisine erişim artık çok kolay. Hiç istemediğimiz kadar bilgiye artık erişebiliyoruz. Ancak bu bilgi bolluğu çoğu zaman beraberinde dezenformasyonu, bilgi kirliliğini, kafa karışıklığını ve yanlış yönelimleri de getirmektedir. Sağlık alanında bilgiye ulaşmak yeterli değil, bu bilgiyi anlamak, değerlendirmek ve güvenilir kaynaklardan edinmek hayati önem taşımaktadır. Dolayısıyla bu noktada sağlık okuryazarlığı bireyin kendi sağlığını yönetebilme yetkinliğini kazanması, sağlıklı yaşam tercihleri yapabilmesi ve sağlık sistemine etkin bir katılım sağlamak için karşımıza çıkmaya başladı.

"YETERSİZ VE SIRADAN OKURYAZARLIK YÜZDE 68.9'DAN YÜZDE 53.9'a GERİLEDİ"

En son 2023 yılında yapılan ve 2024 yılında yayınlamış olduğumuz Türkiye Sağlık Okuryazarlığı Araştırmasına göre toplumda yeterli ve mükemmel düzeyde sağlık okuryazarlığı oranı yüzde 31.1'iken son araştırmada yüzde 46.1'e yükselmiş. Yetersiz ve sıradan okuryazarlık ise yüzde 68.9'dan yüzde 53.9'a gerilemiştir. Sahada yürütülen yoğun çok yönlü çabaların karşılığı olduğuna ve dijitalizasyon ile birlikte toplumun sağlık raporuna göre olumlu yönde ilerlediğini gösteriyor bize. Ancak yüzde 46'lık bir seviyenin yeterli olmadığının hepimiz farkındayız. Bu iyileşme ne kadar bir iyileşme olduysa da bize daha iyisini yapabileceğimize dair bir işaret sunuyor."

KÖSEOĞLU: TOPLUMUN SAĞLIK OKURYAZARLIĞI İSTENEN DÜZEYDE DEĞİL

AYBÜ Rektörü Ali Cengiz Köseoğlu da Sağlık-Sen'e akademik sendikacılık başlığı altında faaliyette bulunuluyor olmasından dolayı tebriklerini ileterek konuşmasına başladı. Köseoğlu, "Sağlık okuryazarlığı sağlığın korunması ve iyileştirilmesi aşamasında önemli bir role sahiptir. Bireylerin sağlık bilgilerini anlama ve uygulama becerileri arttıkça daha sağlıklı bir yaşam sürme olasılıkları yükselir. Toplumun sağlık okuryazarlığı düzeyi istenen düzeyde değildir. Bu sebeple toplumun sağlık okuryazarlığını geliştirmeye yönelik proaktif ve yenilikçi müdahalelerin oluşturulması zorunlu hale gelmiştir. Bu sempozyumla, sağlık okuryazarlığına yönelik mevcut durumumuzu analiz etmek ve aynı zamanda sağlık okuryazarlığını geliştirmeye yönelik kanıta dayalı, etkili ve sürdürülebilir müdahalist stratejilerini geliştirmek ve uygulamak amacını geliştirmektedir" diye konuştu.

AYDIN: İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİYLE DOĞUNDAN BAĞLANTILI BİR KAVRAM

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakan Yardımcısı Av. Ahmet Aydın, iş sağlığı ve meslek hastalıklarının korunmasında sağlık okuryazarlığının konumuna vurgu yaparak şunları kaydetti:

"Sağlık okuryazarlığı bireylerin sağlıkla ilgili bilgilere erişimi ve anlama, bunları da kendi yaşamlarında uygulamayı ifade ediyor. Ancak bu kavram yalnızca bireysel bir zorunluluğu değil toplumsal bir dönüşümü de gerekli kılar. Sağlıklı bir toplum sağlıklı bireylerden oluşur, sağlıklı bireyler ise doğru bilgiye ulaşabildiğinde ve bunları eleştirel değerlendirebildiğinde ve kendi sağlık kararlarını bilinçli bir şekilde alabildiğinde mümkün olur. Bizler de Bakanlık olarak çalışma hayatını daha sağlıklı, güvenli ve sürdürülebilir kılmayı amaçlıyoruz. Bu bilinç, meslek hastalıklarının önlenmesini ve sürdürülebilirliğin sağlanmasını mevcut kılar. Bireylerin yaşam kalitesini artırmayı ve çalışma hayatının daha sağlıklı, güvenli ve sürdürülebilir hale getirmeyi temel misyonlarımız arasında görüyoruz. Sağlık okuryazarlığı, iş sağlığı ve güvenliğiyle doğrudan bağlantılı bir kavramdır. İş yerlerinde sağlıklı bir çalışma ortamı yaratmak, çalışanların sağlık bilincini artırmakla mümkün olur. Bu bilinç, hem iş kazalarının ve meslek hastalıklarının önlenmesini sağlar hem de çalışanların uzun vadede sağlığını ve refahını korur. Bakanlık olarak bu konuda pek çok projede iş birliği yürütüyoruz."

Sağlık alanındaki uzmanlar ve akademisyenlerin katıldığı etkinlikte, sağlık okuryazarlığının bireylerin sağlık kararlarını nasıl etkilediği üzerine çeşitli oturumlar gerçekleştirildi.

Katılımcılar, sempozyumda sağlık okuryazarlığının geleceği ve Türkiye’deki sağlık politikalarına dair önemli bilgiler edinme fırsatı buldu.

Kaynak:

Etiketler :
, ,

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
0 Yorum