Denetimli Serbestlik Daire Başkanı Şık, savcılık makamını anlattı;

Denetimli Serbestlik Daire Başkanı Şık, savcılık makamını anlattı

Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü tarafından yayınlanan Sesleniş Gazetesi'nin Ağustos sayısı çıktı. Son sayıda Denetimli Serbestlik Daire Başkanı Dr. Hüseyin Şık, "Savcı Kimdir?" başlıklı önemli bir yazı kaleme aldı. Ceza adalet sisteminin temel taşlarından biri olan savcılık makamının tarihsel, hukuki ve toplumsal boyutlarını anlatan Şık, savcının yalnızca suç isnat eden değil; aynı zamanda hukukun üstünlüğünün güvencesi, toplum vicdanının sesi, adaletin terazisinde denge unsuru olduğuna dikkat çekti....

İşte o yazı:

Kamu adına iddia ve itham görevini tekel vaziyette yerine getiren savcılık kurumunun en önemli işlevi ceza hukuku uyuşmazlıklarını yargı makamı önüne taşımasıdır. En temel ve bilinen fonksiyonu bu olmakla birlikte başka görev ve sorumlulukları da bulunmaktadır. Savcılık makamındaki kişiye savcı denir. Suçun sadece kişiler arasında bir uyuşmazlık olmayıp devleti ve toplumu ilgilendirdiğinin kabulüyle birlikte savcılık, ceza adalet sistemindeki yerini almaya başlamıştır. Savcı, iddia pazarlığı ve takdir yetkisi kapsamında gücünü arttırmaktadır. Savcılık, hâkimliğe göre daha genç bir kurumdur. Avrupa Konseyi Parlementerler Meclisinin, Hukukun Üstünlüğü İlkesi ile Yönetilen Demokratik Toplumlarda Savcılığın Rolüne Dair (1604) Tavsiye Kararı’na göre soruşturmalarda alternatif çözüm yöntemleri ve takdirilik sistemi genişletilmeli, somut davalar hakkında savcılara herhangi bir müdahalede bulunulmamalı ve bu konuda kuvvetler ayrılığı prensibi titizlikle uygulanmalıdır. Mahkemenin maddi gerçeğe ulaşmaya yönelik işlemlerini olumsuz etkilemediği sürece savcılığın yetkileri arttırılmalıdır. Savcının davayı kazanması ya da kaybetmesi söz konusu olmayıp adalet için çabalar.

Ceza muhakemesinin ceza davasıyla başlayacağı yönündeki düşünce terk edilmiştir. Hızlı hareket edebilme kabiliyeti sayesinde savcılık kurumu ceza adalet sisteminde önemli bir süje haline gelmiştir. Ceza soruşturmasının kamusallığı dikkate alındığında, temel gayenin toplumsal barışı sağlamak olduğu görülmektedir. Kamu düzeninin sağlanması için savcılık kurumunun etkin ve verimli çalışmasına ihtiyaç bulunmaktadır. Devlet örgütlenmesi içinde yer alan savcılar maaşlı kamu görevlileridir. Devletten ayrı bir yapıları bulunmamaktadır.

Savcılık kurumunun adalete olan hizmeti, yasaların ve hukukun bekçisi olması; onu yargı ile yakın bir ilişki içine sokmaktadır. Savcılığın faaliyetleri, hâkimin faaliyetleriyle benzer doğrultuda olup idarenin gereksinimlerini değil aksine sadece hukuki değer kavramı ile doğruluk ve adalet kriterlerini esas almıştır. Avrupa Konseyine bağlı Avrupa Hâkimleri Danışma Konseyi ve Avrupa Savcıları Danışma Konseyi tarafından oluşturulan Demokratik Bir Toplumda Hâkim ve Savcılar Arasındaki İlişkiler Hakkında Görüş (Bordo Bildirisi)’ün 6’ncı maddesine göre savcılar verdikleri kararlarda özerk, yerine getirdiği fonksiyonlarda adil, objektif  ve tarafsız olmalıdır. “Hâkim ve savcı” ifadesi, aynı söylem birlikteliğinin yanı sıra fikri bir bütünsellik hali de almaktadır. Venedik Komisyonu’nun Yargı Sisteminin Bağımsızlığına İlişkin Avrupa Standartları Raporu’na göre savcıların yargı mensubu kabul edilmediği sistemlerde bile savcının adeta bir yargı mensubu gibi adil ve tarafsız hareket etmesi, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplaması beklenmekte olup savcının hâkim ile benzer etik kurallarına tâbi olması insan haklarının etkin bir şekilde korunması için önemli bir gerekliliktir (Rapor prg. 15-18).Ceza muhakemesinde bir süje olan ve silahların eşitliğine göre hareket eden savcı savunma makamı ile birlikte çelişme ilkesini gerçekleştirir. Yargılama süjesi olan hâkim, her iki tarafa eşit mesafede olup adalete ve hakkaniyete uygun biçimde karar verir. Savcının yargı erkine dâhil olduğunu kabul etmek, sanık karşısında bir yargı blokunun olduğu anlamına gelecektir. Kanaatimce, böyle bir kabul; büyük gayretler sonucu ortadan kaldırılmış olan tahkik sisteminin yeniden canlanmasına neden olacaktır. Savcılık kurumunun bulunduğu yer yürütme erkidir.

Türkiye’de 2005 yılında ceza adalet sisteminde köklü bir reform yapılmış ve temel kanunlar yenilenmiştir. Ceza Muhakemesi Kanunu, Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun savcılık sistemini yeniden ele almış ve özellikle soruşturma evresinde güçlü bir konuma getirmiştir.


Diğer ülkelerde, uluslararası birliklerde ve mahkemelerde savcılık kurumuna büyük önem verilmektedir. Savcılığın önemsenmesi ve etkin bir rol verilmesi, uluslararası ilkelerin oluşmasını sağlamıştır. Alternatif çözüm bulmaya yönelik çabalar, dezavantajlı gruplar hakkında bir takım olumlu tasarruflar veya ceza adalet sisteminin diğer kurumlar ile irtibatı söz konusu olduğunda, savcılık kurumu en uygun müdahale noktası olarak görülmektedir. Alternatif çözüm yöntemlerinin temel amacı yargı sürecinin hızlandırılması ve uyuşmazlıkların yargı dışındaki mekanizmalar tarafından çözülmesidir. Hâkimlik ve mahkemenin klasikleşen ve oturmuş yapısı, dikkatleri savcılığa yöneltmektedir. Bu nedenle savcılık kurumu uluslararası metinlerde, ceza muhakemesinde oluşturulmaya çalışılan iyileştirmeler için temel müdahale alanı olmuştur. Öte yandan savcılıklar için ortak bir standart belirleme gayreti, bu konuda birçok uluslararası metnin ortaya çıkmasını sağlamıştır.

Savcıların Rolüne Dair İlkeler (Havana Kuralları)’e göre savcı ceza muhakemesinde yargıdan kesin biçimde ayrılmalıdır. Savcılar suç soruşturmalarını yürütme, soruşturmalarının hukukiliğini denetleme, kamu davası açma, mahkeme kararlarının infazını denetleme, kamu yararı içeren diğer görevler bakımından aktif bir role sahiptir.Savcılar için Etik ve Davranış Biçimlerine İlişkin Avrupa Esasları (Budapeşte Kuralları)’na göre savcılar ceza adalet sisteminde ve bazı hallerde medeni hukuk, ticaret hukuku, idare hukuku alanlarında adalete hizmet bakımından destekleyici bir işleve sahiptir. Ceza Adalet Sisteminde Savcıların Rolüne Dair (2000/19) Tavsiye Kararı’na göre savcılık kamu adına ve yararına hareket eden, birey haklarının korunması, ceza adalet sisteminin etkinliğinin sağlanması, yasaların uygulanmasını temin eden resmi bir mercidir.

Kara Avrupası hukukunu benimseyen sistemlerde savcılık benzer bir niteliğe ulaşmıştır. avcılığın temel görev ve yetkilerini içeren bir tanımın yapılması mümkündür. Nitelik ve görevleri bakımından savcı hakkında kapsayıcı bir tanımlama yapılması mümkündür. Savcı, bir suçun işlendiğini haber alır almaz soruşturmaya başlayan, soruşturmayı bizzat veya emri altındaki adli kolluk eliyle yürüten, soruşturmanın koordinatörü konumunda olan, yeterli şüpheye ulaştığı takdirde iddianame düzenleyen, bazı takdiri durumlarda kamu davası açmama yetkisi bulunan, kovuşturma evresinde iddia makamını temsil eden, kanun yolu denetiminde yol gösterici tebliğnameler sunan, hükmün kesinleşmesi halinde infazını denetleyen, özel hukukta birtakım kamu düzenini ilgilendiren davaları açan, duruşmalarına katılan; idari görevleri de bulunan, bu kapsamda temsil, denetleme sorumlulukları olan, maaşını devletten alan, hiyerarşik bir teşkilat içinde görev yapan, yürütme erkine dâhil ancak bir kamu görevlisine göre üstün teminatlara sahip, özlük hakları özel bir yasa olan 2802 s. Hâkimler ve Savcılar Kanunu’nda düzenlenen hukukun üstünlüğü için azami gayret gösteren kamu görevlisidir.

Günümüz Türkçesinde savcı tâbiri kullanılmakla birlikte daha öncesinde başka terimler kullanılmıştır. Türk Hukuku’nda savcılığa ilişkin ilk düzenleme 1864 tarihli Vilayet Nizamnamesi’nin 19’uncu maddesinde yer almaktadır. Nizamname’nin 19’uncu maddesinde, “Temyiz mahkemesinde…..- altı hâkim dışında-....hukuki ve kanuni işlere vakıf, devlet tarafından atanmış özel görevli bir memur bulunacaktır.” denilmesine karşın bu kişiye herhangi bir ünvan verilmemiştir. 1870 tarihli Nizamname’nin 61’inci maddesi, savcılık benzeri bir sorumluluk verilen memuru, görev tanımı itibarıyla biraz daha belirgin kılmıştır. 1870 tarihli Nizamnâme’nin 71’inci maddesinde ilk kez müddeiumumî tâbiri kullanılmıştır.

Müddei sözlük anlamı olarak davacı, umumi ise genel manasına gelmektedir. Müddeiumumi genel davacı, bugünkü ifadesi ile savcı demektir. Müddeiumumi tâbiri, 1876 tarihli Kanuni Esasi’de, 1879 tarihli Mehakim-i Nizamiye›nin Teşkilatı Kanun-ı Muvakkatı’nda, 1879 tarihli Usul-i Muhakemat-ı Cezaiye Kanun-ı Muvakkatı’nda, Mehâkim-i Nizamiyye’nin Teşkilât Kanun-i Muvakkatı’nda, mülga Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nda kullanılmıştır.

Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’ndaki müddeiumumi ifadesi, Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 84’üncü maddesi ile savcıya dönüştürülmüştür. Bunun yanı sıra Hâkimler Kanunu’nda savcı tabiri yerine, o dönemde yaygın kullanımı haiz müddeiumumi ifadesi tercih edilmiştir. Hâkimler ve Savcılar Kanunu’nun ilk halinde savcı terimi başsavcılar için kullanılmıştır. Savcı yardımcısı şeklindeki sıfat ise bugünkü anlamıyla savcılar için kullanılmıştır. Hâkimler ve Savcılar Kanunu ile 3221 Sayılı Hâkim ve Savcı Adayları Eğitim Merkezi Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararnamenin Kabulü Hakkında Kanun ile Hâkimler ve Savcılar Kanunu’nda değişiklik yapılmış ve başsavcı-savcı ifadeleri tercih edilmiştir.

1924 Anayasası’nda müddeiumumi, 1961 ve 1982 Anayasalarında savcı tabiri kullanılmıştır. CMUK’da, müddeiumumi-savcı tabirinin başında “Cumhuriyet” ibaresi yer almaktadır. 1961 ve 1982 Anayasalarında, Ceza Muhakemesi Kanunu’nda “Cumhuriyet savcısı” ifadesi kullanılmıştır. Terimdeki “Cumhuriyet” ibaresinin neyi ifade ettiği hususunda öğretide farklı değerlendirmeler bulunmaktadır.

İlk görüşe göre eskiden kullanılan “müddeiumumi” ifadesi kamunun/halkın/cumhurun/ umumun “iddiacı”sı/“sav”cısı anlamına gelmekteydi. Bu nedenle Osmanlıca terim yerindedir. Res ve publica sözcüklerinin bileşiminden oluşan “republique, repubblica” ifadesi “cumhura/umuma ait şey” manasındadır. Yönetim biçimini vurgulayan “Cumhuriyet” tabiri ile bir ilgisi bulunmamaktadır. Bu nedenle, “Cumhuriyet savcısı” ifadesi yerinde bir ifadedir. Ancak daha önceleri kullanılmış olan “Cumhuriyet müddeiumumisi” aynı anlama gelen kelimeleri kullanmakta olduğundan yanlış bir ibaredir.

Diğer görüşe göre sorunun çözümü için savcılığın çıkış noktasına bakılmalıdır. Savcılığın ortaya çıkış yeri kabul edilen Fransa’da, kraliyet ve cumhuriyeti temsil eden iki tür savcılık bulunmaktaydı. Süreç içerisinde cumhuriyet rejiminin savcıları, krallık temsilcisi olan savcılardan ayrılmıştır. Bu yönüyle savcılık unvanının başına getirilen “Cumhuriyet” ifadesi bir rejimi, yönetim biçimini simgelemektedir.

Sav kelimesi, ileri sürülerek savunulan düşünce iddia, dava, tanıtlanması gereken önerme, tez, haber, söz demektir. Savcı kelimesi sözlük anlamı olarak, devlet adına ve yararına davalar açan, kamu haklarını ve hukuku yerine getirmek üzere yargıç katında sanıkları kovuşturan görevli, müddeiumumi şeklinde tarif edilmiştir. Yine farklı sözlüklerde sözcü, mektupçu, Adalet Bakanına bağlı olarak tüze yargılıklarında yürütme organının temsilcisi ve türe örgütünün yönetimi ile görevli, yasaların uygulanmasına, yar-yardımcı ve daha çok ceza türesi ile uğraşan kişi, “müddeî-i umûmî”, “müddei umumî” şeklinde açıklanmıştır.

Mevzuatta tercih edilen tabir “Cumhuriyet savcısı”dır. Başsavcılık teşkilatının başında bulunan ve savcıların üstü konumundaki kişiye de Cumhuriyet başsavcısı denir. Kanaatimce, “Cumhuriyet” tabiri halk manasında değil devletin idare biçimini, rejimini belirtmek amacıyla tercih edilmiştir. 

Yeni adli yılın başlangıcında bizler; adaletin onurlu yükünü omuzlayan hâkimler, savcılar, avukatlar ve adalet personeli olarak ortak bir dileğe sahibiz: Hukukun üstünlüğünü güçlendirmek, toplumda barışı ve güveni tesis etmek. Yeni adli yılın ülkemize huzur, yargı camiamıza ise başarı ve dayanışma getirmesini temenni ediyor; adalet yolunda emek veren tüm meslektaşlarımı saygıyla selamlıyorum.

Kaynak:

Etiketler :
, , ,

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
0 Yorum