Hukukta alternatif çözümler-3
...
Arabuluculuk müessesesi hukukumuza 22/6/2012 tarihli
Resmi Gazete’de yayınlanan 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk
Kanunu ile girmiştir. Bu kanunun, yabancılık unsuru taşıyanlar da dâhil olmak
üzere, ancak tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri iş veya
işlemlerden doğan özel hukuk uyuşmazlıklarının çözümlenmesinde uygulanacağı
hüküm altına alınmıştır.Bunun manası arabuluculuk çerçevesinde
değerlendirilecek bir konunun tarafları mutlaka Türk vatandaşı olmak zorunda
değildir.Kural olarka ihtilafıyla ilgili talep eden herkes için kanun
uygulanabilecektir.2012 tarihinde ihtiyari olarak başlayan bu müessese gidişata
baktığımızda tüm alanlar için mecburi olacaktır.
Mevzuatımızda üç alanda arabuluculuk zorunlu olarak
kabul edilmiştir.Buna göre;
1.si 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunun 3 üncü
maddesi uyarınca kanuna, bireysel veya toplu iş sözleşmesine dayanan işçi veya
işveren alacağı ve tazminatı ile işe iade talebiyle açılan davalarda,
arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.
2.si 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 5/A maddesi
uyarınca ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve
tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması
dava şartıdır.
3.sü 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında
Kanunun 73/A maddesi uyarınca tüketici mahkemelerinde görülen uyuşmazlıklarda
dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.
Bu süreç tamamlanmadan açılacak bir dava kanuni
şartlar sağlanmadığı için reddedilecektir.
Arabuluculuk başlangıcında uyuşmazlığı dostane çözüm
yolu olarak arabuluculuk ile çözmek için taraflara davet mektubu gönderilmekte
ve taraflar görüşmeye davet edilmekte, birlikte toplantı tarih ve yeri tespit
edilmektedir.
Taraflar arasındaki ihtilaflarda arabuluculuk
bürosuna başvurulmasından son tutanağın düzenlendiği tarihe kadar geçen sürede
zamanaşımı durur ve hak düşürücü süre işlemez.Böylece bir hak kaybınında önüne
geçilmiş olmaktadır.
Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya
varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından
onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır.
Arabulucu, iş hukuku ve tüketici hukuku konularında
yapılan başvuruyu görevlendirildiği tarihten itibaren üç hafta içinde
sonuçlandırır. Bu süre zorunlu hâllerde arabulucu tarafından en fazla bir hafta
uzatılabilir.Ticari konularda ise bu süreler 6 hafta ve zorunlu hallerde iki
hafta uzatılmak suretiyle sekiz hafta olarak uygulanmaktadır.
Arabulucu, taraflara ulaşılamaması, taraflar
katılmadığı için görüşme yapılamaması yahut yapılan görüşmeler sonucunda
anlaşmaya varılması veya varılamaması hâllerinde arabuluculuk faaliyetini sona
erdirir ve son tutanağı düzenleyerek durumu derhâl arabuluculuk bürosuna
bildirir.
Tarafların arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaları
hâlinde, arabuluculuk ücreti, Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesinin eki
Arabuluculuk Ücret Tarifesinin İkinci Kısmına göre aksi kararlaştırılmadıkça
taraflarca eşit şekilde karşılanır. Bu durumda ücret, Tarifenin Birinci
Kısmında belirlenen iki saatlik ücret tutarından az olamaz. Tüketicinin ödemesi
gereken arabuluculuk ücreti, Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanır. Ancak
belirtilen hâlde tüketicinin ödeyeceği arabuluculuk ücreti, Arabuluculuk Asgari
Ücret Tarifesinin eki Arabuluculuk Ücret Tarifesinin Birinci Kısmına göre iki
saatlik ücret tutarını geçemez.
Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflara
ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması veya iki saatten
az süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâllerinde, iki saatlik
ücret tutarı Tarifenin Birinci Kısmına göre Adalet Bakanlığın bütçesinden
ödenir. İki saatten fazla süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları
hâlinde ise iki saati aşan kısma ilişkin ücret aksi kararlaştırılmadıkça
taraflarca eşit şekilde Tarifenin Birinci Kısmına göre karşılanır. Adalet
Bakanlığı bütçesinden ödenen ve taraflarca karşılanan arabuluculuk ücreti,
yargılama giderlerinden sayılır.
Arabuluculuk müzakerelerine taraflar bizzat, kanuni
temsilcileri veya avukatları aracılığıyla katılabilirler. Uyuşmazlığın çözümüne
katkı sağlayabilecek uzman kişiler de müzakerelerde hazır bulundurulabilir.
Taraflardan birinin geçerli bir mazeret
göstermeksizin ilk toplantıya katılmaması sebebiyle arabuluculuk faaliyetinin
sona ermesi durumunda toplantıya katılmayan taraf, son tutanakta belirtilir ve
bu taraf davada kısmen veya tamamen haklı çıksa bile yargılama giderinin
tamamından sorumlu tutulur. Ayrıca bu taraf lehine vekâlet ücretine
hükmedilmez. Her iki tarafın da ilk toplantıya katılmaması sebebiyle sona eren
arabuluculuk faaliyeti üzerine açılacak davalarda tarafların yaptıkları
yargılama giderleri kendi üzerlerinde bırakılır. Bu yaptırım tüketici aleyhine
uygulanmaz.
Dolayısıyla arabuluculuk süreci gerek tarafların
gerek herkesin menfaatine olan bir kurumdur.
Devam edecek...
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.