Ekmek Bilinçli Tüketilmeli
...
Ekmek beslenme dünyamızın ayrılmaz bir parçası. Kimi bilim
adamı zararlı olduğunu söylüyor, kimisi de yararlı. Ne kadarı ve hangi formu
yararlı veya zararlı, birlikte bakalım. Çok fazla yoruma girmeden, sıkmayan
teknik bilgilerle malumat vermeye çalışacağım.
Ekmek un, su, tuz ve mayadan oluşur. Bir tahıl tanesi
olarak buğday, kepek, ruşeym ve endosperm denilen bölümlerden oluşur. Kepek
buğdayın %14’üdür. Buğday tanesinin koruyucu dış kalkanıdır ayrıca lif, vitamin
ve mineral açısından zengindir.
Ruşeym yani tohum özü, vitamin ve mineral bakımdan buğdayın
en zengin kısmıdır. Yapısında E ve B vitaminleri, demir başta olmak üzere diğer
mineraller vardır. Ayrıca ruşeym’de uzun zincirli çoklu doymamış yağlar,
protein ve lifler bulunmaktadır. Buğdayın iç kısmı ise, yumurta akı maddesiyle
selülozdan meydana gelen endospermdir. Karbonhidratların büyük kısmı bu bölümde
bulunur.
Lif, vitamin ve mineral bakımından neredeyse sıfırdır.
Buğday ağırlığının % 83’ünü oluşturur bu kısım. Piyasa toplumun en az % 90’ının
yediği fırınlarda satılan beyaz ekmek, buğdayın sadece endosperm bölümünden
yapılmıştır. Yani beyaz ekmekte ruşeym ve kepek yoktur. “Tam Buğday” ifadesi bu
3 bileşeni de içeren ekmek için kullanılır. Beyaz ekmek, içerdiği sadece
karbonhidrat nedeniyle tam buğdaylı ekmeğe göre daha lezzetlidir.
Ama bu sağlıklı bir olay değildir. Çünkü hep sadece beyaz
ekmek yemek ve çok yemek insülin direncini artırır, bu da zaman içinde diyabet
tehlikesini ortaya çıkarır. Un ekmek haline getirilmeden önce, un malzemesi
ayrıştırılarak beyaz ekmek haline getirilebilmektedir. Bu beyaz una çavdar,
kepek, mısır eklenirse çavdarlı, kepekli, mısırlı ekmek olmaktadır. Burada şu
önemli ayrıntıya dikkat etmek gerekir. Tam buğday ekmeği ile tam buğdaylı
ekmek, kepekli, çavdarlı ekmek aynı şeyler değildir.
Tam buğday ekmeği, buğdayın hiçbir şekilde yapısı
ayrıştırılmadan orijinal biçimde kullanıldığı ekmektir. Diğerleri ise, beyaz un
içine kepek, çavdar vs katılarak yapılmaktadır.
Tam buğday ekmeği, folat, selenyum, magnezyum, demir, besin lifleri
içerir. Bunlar tansiyonu düşürür, kolesterol seviyelerini azaltır. Tam buğday
ekmeği kalp sağlığı açısından da bu açıdan faydalıdır. Lif açısından zengin
oluşu, sindirim sistemine iyi gelmesine neden olmaktadır. Glisemik indeks beyaz
ekmekte % 70’leri geçer, tam buğday ekmeğinde ise bu rakam 50 düzeyinde kalır.
Buğday orijinal haliyle değirmende öğütülürse, elde edilen una tam buğday unu
dendiğini yukarıda belirtmiştik. Ancak tam buğday unu tohumunda bulunan doğal
yağlar nedeniyle, 14 gün gibi kısa sürede acılaşabilmektedir.
İşte bu nedenle günümüzde un üreticileri besleyici olan
ruşeym veya tohum dediğimiz bu kısmı ayırmakta ve una katmamaktadırlar.
Böylelikle daha fazla kazanç elde etmektedirler.
Görüldüğü gibi beyaz ekmek üretimi, insanların sağlığı için
zararlı olsa da üreticiler açısından bu daha çok kazanç vesilesidir. Çözüm,
üreticileri sıkıştırmak, daha az kazanmaları uğruna kurallar koymak mıdır?
Hayır. Çözüm, üretici açısından tam buğday unu ürettiklerinde, bunun sofrada
ekmek oluncaya kadar geçecek zincir içerisinde oluşan maddi zararların önüne
geçebilecek üretim, pazarlama ve diğer destekleyici tedbirleri almak, halkı tam
buğday ekmek tüketmek konusunda bilinçlendirmek gibi bir çok şey devreye
konabilir.
Beyaz un vitamin ve mineral açıdan orijinal buğday ununa
göre % 80 kayıptadır, lif içeriğinin ise % 93’ünü kaybetmiştir. Bir dilim beyaz
ekmek (25 gram) 68 kcal enerji vermektedir. Tam buğday ekmeğinde bunun daha
altında enerji vardır.
Bu nedenle yukarıda da belirttiğimiz gibi, tam buğday
ekmeği beyaz una nazaran daha fazla glisemik indeksi yükseltmez. Ekmek
üretilirken, daha kaliteli ve sağlıklı olması için bazı yararlı katkı maddeleri
konmaktadır. Bunların başında alfa amilaz enzimi gelmektedir. Buğday ununda
alfa amilaz ve beta amilaz enzimleri bulunmaktadır. Alfa ve beta amilaz
enzimleri un içindeki zedelenmiş nişasta üzerine etki etmektedirler.
Zedelenmiş nişasta alfa amilaz enzimi sayesinde,
dekstrinlere parçalanmaktadır. Dekstrinler, beta amilaz enzimiyle mayanın
kullanabileceği basit şekerler olan maltoz ve glikoza parçalanmaktadır. Beta
amilaz enzimi un içinde yeteri kadar bulunmaktadır. Ancak alfa amilaz enzimi,
ekmek üretimi için yeterli miktarda bulunmamaktadır. Bu nedenle, dışarıdan
ilave edilmesine gereksinim duyulur.
Una ilave edilen alfa amilazlar:
·
Maya toleransını düzenlemekte,
·
Ekmeğin lezzetini artırmakta,
·
Undaki nişastayı parçalamakta, şeker açığa
çıkarmakta,
·
Ekmek hacmini artırmakta,
·
Hamurun enerji değerini yükseltmekte,
·
Ekmeğin bayatlamasını geciktirmekte,
·
Fermantasyonu düzenlemekte,
·
Ekmek içyapısının düzgün görünüşlü olmasını ve
ekmek kabuğunun iyi renk almasını sağlamaktadır.
Ekmek ve hammaddesi olan buğday için, vatandaşlarımızın
bilmesi gereken temel gerçekler bunlardır. Ekmeğin tüm çeşitlerini insanlara
sağlık açısından yasaklayan görüşler de var. Beyaz undan yapılmış ekmekle
ilgili zararlı olduğuna dair ne söylerseniz altına imzamızı atabiliriz, ancak
neden işi bununla sınırlı kalmıyor?
Ekmeği, çeşit ve içeriklerini dikkate almadan, yukarıdaki
verileri yokmuş gibi kabul ederek, bu nedenle zararlı olarak görmek bilimsel
gelmiyor bana. Bir sağlıkçı olarak, beyaz undan yapılmış ekmeğin sağlık
açısından kesinlikle zararlı olduğunu ve bu konuda insanların bilinçlenmesi gerektiğini,
diğer yandan tam buğday ekmeğini eğer kişinin buna allerjisi yoksa, teşvik
etmeyi, insanların kararında ekmek yemesi gerektiğini öğütlemeyi daha doğru
buluyorum.
Sağlık ve afiyetle.
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.