Mülki idarenin 1 dakikalık sınavı
...
Merkezi idarenin taşra teşkilatındaki en üst amiri olarak devletin ve hükümetin temsilcisi olan valilerin bu temsili, dijital çağda yalnızca resmi yazışmalar, açıklamalar veya fiziki ziyaretlerle sınırlı kalmamaktadır.
Sosyal medya, valilerin topluma “yakın”, “erişilebilir” ve “günlük yaşam içinde” görünmesini sağlayan yeni bir araç haline gelmiştir. Valilerin sosyal medya hesaplarını incelediğimizde, paylaşımların genellikle hizmet faaliyetleri, halk buluşmaları, afet yönetimi süreçleri, milli gün kutlamaları veya yerel projelere yönelik olduğu gözlemlenmektedir.
Sosyal medyada en çok paylaşım yapan değil, sosyal medyayı en etkin kullanan Valilerin paylaşımlarına baktığımızda, bu alanın yalnızca bilgilendirme amaçlı değil, kamu diplomasisi aracı olarak kullanıldığı da görülmektedir. Etkin kullanımın ne olduğunu, özellikle kısa video paylaşımlarının toplumda yarattığı etki çerçevesinde görebiliyoruz.
Örneğin Afyon Valisi Kübra Güran Yiğitbaşı’nın, şiir, resim ve kompozisyon yarışmasını kazanan öğrencilerin hayallerini paylaştığı videoda çocuklara sımsıcak sarılışını görmek, izleyeni duygulandırıyor. Valinin çocuklara sarılırken ki samimiyeti, videoyu izleyen tarafından hissediliyor. Bu samimiyet duygusu kurgulanamaz, kendiliğinden oluşur.
Sosyal medyanın en etkin kullanıma uyan bir başka örnek Erzincan Valisi Hamza Aydoğdu. Vali Aydoğdu'nun sosyal medya hesabında sıklıkla Erzincan sokaklarında halkla iç içe geçen zamana ilişkin içerikler yer alıyor. Valiyi gören çocukların gençlerin koşarak valiye sarılmasındaki samimiyet, yakınlık duygusunun tesis edilmiş olduğunu gösteriyor. Yetişkinlerin Valiye “Hocam” şeklindeki hitapları ise valinin kanaat önderi olarak kabul edilmişliğine işaret ediyor.
Anadolu coğrafyasında evlatlar iyi bir mevkiye geldiğinde büyüklerin sevgisi, saygıyla harmanlanır. Tunceli Valisi Şefik Aygöl’ün paylaşımlarında gördüğümüz orta yaş veya yaşlı kadınların Valiyi kendi evlatları gibi görmesi, o duyguyla sarılması, bu kültürel bağı yansıtmaktadır. Sosyal medyada bir dakikaya sığan paylaşımdaki bu duygusal temas arkasında derin izler bırakmaktadır.
Bu örneklere yenilerini de ekleyebiliriz, sadece valilerin değil, sosyal medyanın etkin kullanımına dair kaymakamların ortaya koyduğu güzel örnekler de mevcut. Sosyal medya aracılığıyla görünen etkinin sahada ki yansımalarının nasıl olduğuna da ayrıca bakmak gerekebilir.
Yukardaki örnekler ve benzerleri, valilerin devletin sürekliliğini ve etkinliğini temsil eden figür olarak konumlarını güçlendiriyor; vatandaşın gözünde yakın yönetici algısını oluşturuyor. Aslında bu durum, merkezi otoritenin yereldeki meşruiyetini dijital ortamda yeniden üretme biçimi olarak nitelendirilebilir. Sosyal medya paylaşımlarının etkin kullanımı, klasik anlamda devlet vatandaş mesafesini kısaltıyor da diyebiliriz.
Valilerin paylaşımlarında empati, dayanışma, toplumsal birlik gibi kavramları öne çıkararak yerel halkla duygusal bağ kuran bir yönetim dili üretmesi, mülki idarenin sosyal sermayesini de arttırmaktadır.
Ancak aşırı kişiselleşmiş, ideolojik kaygıların ve belli toplumsal kesimlerin daha ön plana çıkarıldığı içerikler, idarenin tarafsızlık ilkesini zedelediği gibi, toplumun bir kesiminin güven duygusunu da yok etmektedir. Bu konuda çok kötü içerik örnekleri de mevcuttur. Toplum, paylaşımları “samimi” bulduğu ölçüde güven duyar; aksi halde “PR temsiliyeti” olarak algılanabilir.
Mülki İdare içerisinde de kimi zaman içeriği ve yoğunluğu nedeniyle eleştiri konusu olan sosyal medya kullanımı, idarenin dijitalleşmesi sürecinde kullanım pratiği olan iletişim yöntemi olarak gelişerek devam edecektir. Bu pratiğin çerçevesinin Mülki İdare özelinde netleştirilmesi gerekebilir.
Netleştirme ihtiyacının karşılanmasında Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı tarafından yayınlanmış olan Kurumsal Sosyal Medya Kullanımı Rehberi genel bir çerçeve veriyor olsa da, mülki idare özelinde dijital çağda kamu otoritesinin temsili, dijital idare, görünürlük ve meşruiyet üretimi, kamu diplomasisi, idarenin tarafsızlığı, şeffaflık ilkesi ve toplumsal etki boyutunun tüm yönleriyle ele alındığı, özel bir rehber çalışması gerekir mi cevap sorusuna da cevap bulmak gerekmektedir.
Dijital çağ devletleri hizmet sunumu ve yönetim anlayışı konularında köklü bir tasarıma zorlamaktadır. Teknolojiden insan kaynağına, hizmet sunumundan güvenlik politikalarına kadar geniş bir yelpazedeki yeniden tasarım, geleceğin mülki idare anlayışında yenilikleri zorunlu kılmaktadır.

YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.