Erzincan’da 1 Vali
...
Aksaray Valiliği döneminde uzaktan gözüme takılan ve takip
etmeye başladığım Vali Hamza Aydoğdu, klasik Mülki İdare Amiri görüntüsünü
yerle bir eden isimlerden birisi. Özellikle Pazar yerlerinde satıcılar ve
vatandaşlarla diyalogu oldukça samimi ve içten görünüyordu. Bizde Valiler
genellikle sıradan vatandaşın sokakta pazarda tanıyacağı sohbet edeceği kişiler
statüsünde olmaz. Etraftaki hareketlilikten önemli birisi gelmiş, acaba kim
tahminleri yürütülür, birisi Vali der, taraflar birbirine uzaktan bakar, belki
birkaç selamlaşma olur. Bilindik birkaç esnaf ziyareti yapan ve o esnaf
tarafından tanınan Valiler her zaman olmuştur. Sıradan vatandaşın pazarda ve
sokakta Valiyi tanıyor olması ise çok olağan bir durum değildir.
Doç. Dr. Hamza Aydoğdu’nun Erzincan Valilisi olarak göreve
başladığı günden itibaren, Aksaray Valiliği dönemindeki halka ilişkiler ve
iletişim çıtasını yükselttiği görülüyor.
Klasik Mülki İdare döneminde, idare yapısının içinde valiler
alan adamı ve salon adamı olarak kategorize edilir. Bu sınıflandırma içerisinde
yer alanlar birbirinden daha değerli ve önemli değildir sadece iş yapma
anlayışını ortaya koyar. Ancak fark vatandaş ve kamuoyu nezdinde ortaya çıkar.
Bizde vatandaş Vali’ye devletin şehirdeki en yüksek yöneticisi olarak her zaman
saygılıdır, önemsemek ve hele muhabbet beslemek için farklı koşullar
gereklidir. Özellikle Erzincan gibi şanslı şehirlerde Vali Recep Yazıcıoğlu’ndan
sonra bir valiye muhabbet beslemek için çıta çok yüksektir.
Bazı yöneticilerin yaptığımız işleri reklam olmasın diye
haberleştirmiyoruz, sosyal medyadan paylaşmıyoruz vb sözlerini çok duyarız.
Oysa modern yönetişim sisteminde devletin yaptığı her işin vatandaş tarafından
sahiplenmesinin ön koşulu, vatandaşın birinci elden bilgilendirilmesidir. Yapılanlar
görülecek ki eksiği varsa tamamlanacak, görülecek ki vatandaş o hizmeti
sahiplenecek.
Vali Hamza Aydoğdu tam saha pres yapan forvet oyuncuları
gibi. Uzaktan baktığımızda hayatın her alanında. Erzincan ile hiç ilgisi
olmayan birisi olarak bu şehirde üst düzey Ergan Dağı Festivali yapıldığını
Vali Aydoğdu’nun paylaşımları sayesinde öğrenmiş oldum. Keşke orada olsaydım
dediğim anlardan birisi.
Erzincan’da bir çocuk Valinin omzuna eline koyarak
semtlerine halı saha istiyor. Vali Aydoğdu hemen Gençlik Spor İl Müdürüne
talimat veriyor. Çocuk ise saha yapılmazsa müdürü şikâyet edeceğini söyleyecek
kadar Valinin yanında güvende hissediyor kendisini. Devlete duyulan sempatinin
tavan yaptığı anların yaşanmasını sağlayan isim oluyor Vali Aydoğdu.
Bir başka gün ve bir başka sokakta Vali Aydoğdu’yu görev
çocuklar koşarak Valiye sarılıyor. Sohbet muhabbet arasında çocuklardan birisi
hemen “Valim sınıfta kalmak” olmasın şeklinde isteğini dile getiriyor. O
yaştaki çocuklar okula gitmek olmasında diyebilirdi, neyse ki talep sınıfta
kalmak olmasın ile sınırlı kalıyor. Valinin biraz baba, biraz arkadaş tavrıyla
çocuğun isteğine getirdiği izahat, izleyenlerde bile okuma isteğini
canlandırıyor.
Valinin off road aracını kullandığını görerek bu şehirde
böyle bir sporun yapıldığını öğrendik. Vites geçişlerinde zamanlama konusunda
biraz zorlandı ama o kadar kusur da olsun artık. Köy yolunda doğal ortamda
bazlama gözleme yapan teyzelerle Valinin samimi sohbeti görünce insanın orda
olup yapılan ekmeklerden yeme isteği depreşiyor. Emekçi Anadolu kadınlarından
tüm ekmeklerin parası ödenerek alınması, çay için teklifine, her şeyi de burada
yapmayalım çayı da ilerde içelim diyerek bir anlamda adalet dağıtılması. Vali
Hamza Aydoğdu ile sadece kent merkezinin değil, Erzincan’ın köylerinin de
güzelliğini görmek, hiç aklında olmayana Erzincan’a gitmek lazım düşüncesini
sokuyor.
Erzincan’a gitmek lazım mutlaka. Vali Aydoğdu’nun neler
yaptığını, yapmaya çalıştığını takip etmeye başlamadan, hiç böyle düşüneceğim
aklıma gelmezdi. Uzaktan da olsa Buzul Mağarasını, dağ keçilerinin seyahat
serüvenini, Erzincan tulum peynirinin hangi koşullarda üretildiğini, Vali Hamza
Aydoğdu’yu uzaktan takip ederek görüp, hayran kaldım.
Son 15 yılda Valilerin daha çok sahada vatandaşla temas
halinde olmaya çalıştıklarını görüyoruz. Bunda Cumhurbaşkanının tavrının
etkisinin oldukça büyük olduğunu söylemek mümkün. Ancak sahada olmayı sadece
kendi kafasındaki ideolojiye uygun ortamlarda olmak gibi uygulayan ve toplumun
diğer kesimlerinin muhabbet besleyemediği Valiler ile Hamza Aydoğdu gibi
Valiler arasındaki fark bu noktada daha belirginleşiyor. Erzincan ne şanslı bir
şehirmiş ki, güzel adamlar bu şehirde Vali olarak görev yaptı ve yapıyor.
Türkiye’nin Valisi Recep Yazıcıoğlu’nun söylediği ve bizzat
benimde duyduğum güzel bir yaklaşım var. Rahmetli Vali derdi ki, “Bir yerde
güzel bir iş yapanı görürseniz, hiçbir şey yapamıyorsanız, bir teşekkür edin,
marifet iltifata tabidir”
Toplumun tüm kesimleriyle sıcak diyalog kuran, sorunlara
yönelik anında çözümler üreten, ideolojik takıntılardan uzak bir Valinin
günümüzde görevde olması ülkenin geleceğine dair umutlarımızı yeşertiyor. Bir
gün bu Vali ile ilgili de akademik çalışmanın yapılacağını şimdiden görüyorum.
Teşekkürler Vali Aydoğdu, varlığınız daim olsun.
Ayhan AYKANAT
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.